Büyük gezgin Muir’in yürüyüş günlüğü

“`html

John Muir: Doğa ile Kurulan Derin Bağlar

Günümüzde karmaşa, yüzeysellik ve doğaya yabancılaşma hâkimken, John Muir ismi birçok kişi için belki de tanıdık gelmeyecektir. Ancak Muir, insanın doğayla olan ilişkisi açısından son derece önemli bir figürdür. Bu doğa dostu, gezgin ve yürüyüşçü, yaşamının her anını keşfetme arzusuyla geçirmiştir.

İskoçya’da çocukluğu sırasında doğaya olan merakını geliştiren Muir, bitkileri ve hayvanları gözlemleyerek, doğayı anlamaya yönelik derin bir bilgi birikimi oluşturmuştu. Sadece bugün değil, aynı zamanda geçmişe ait sorulara da yanıt arayarak, ağaçlar ve ormanlarla olan bağını güçlendirmiştir. 1800’lerin sonlarına doğru yazdığı eserlerinde doğanın ve ormanların korunması gerekliliğine sıkça değinmiştir.

John Muir (1838-1914)
John Muir (1838-1914)

Muir, ailesiyle birlikte ABD’ye geldiğinde, yaban hayatı gözlemlemeye devam etmiş ve ormanların yok edilmesi, nehirlerin kurutulması gibi çevresel sorunları gündeme taşıyan makaleler yazmıştır. Bu makaleler, ABD Kongresi’nde tartışmalara yol açmış ve 1903 yılında çevre koruma yasalarının çıkmasıyla sonuçlanmıştır. Kısacası, ABD’deki ve dünya genelindeki milli parklar, Muir’in çalışmalarının ve fikirlerinin bir sonucudur.

Botanik ve jeoloji eğitimi alan Muir, doğayı koruma tutkusu ile yazılar kaleme almış ve bu konuda sürekli gözlem ve araştırma yapmıştır. ABD’nin çeşitli bölgeleri ve Küba’ya yaptığı gezilerde, gözlemlerini kaleme aldığı Yürüyüş adlı kitabı, merakının ve doğa sevgisinin bir yansımasıdır.

Dağların, Ormanların ve Nehirlerin Güzelliği

Yürüyüş, Muir’in hem doğayı öğrenme arzusunun hem de ona duyduğu derin saygının ifadesidir. Yazar, dağlar, ormanlar ve nehirlerin kıyılarında yürüyüşler yaparken notlar alır ve gittiği yerlerin haritalarını çıkarır. William Frederic Badé, bu eseri hakkında şöyle der: “Burada yalnızca ilk eserinin dışavurumu ile değil, aynı zamanda gözlemleriyle karşı karşıyayız. Uzun yürüyüşlerinde, aceleyle notlar almış ve bu materyalleri daha sonra başka bir eser için kullanmayı planlamış görünüyor.”

Kentucky ormanları, Cumberland Dağları gibi bölgelerde yapılan yürüyüşlerde, Muir doğayı anlamaya çalışmış, bu uğraşını hem bir öğrenme süreci hem de bir kaçış olarak görmüştür. Ormanların büyüleyici manzaraları karşısında duyduğu hayranlığı notlarına kaydetmiştir.

Yürüyüş, John Muir, Çeviren: Nihan Şakar, 128 syf., SUB Yayın
Yürüyüş, John Muir, Çeviren: Nihan Şakar, 128 syf., SUB Yayın

Muir’in seyahat günlüğünde, sadece manzaralar değil, aynı zamanda insanlık tarihi ve doğa ilişkisine dair notlar da bulunmaktadır. Bu notlar, yazarı merakla dolu bir bilgeye dönüştüren ifadeler içerir.

Muir, doğanın güzelliklerini eleştirirken, yapay bahçelerle doğanın ihtişamı arasındaki tezatı sorgular: “Doğanın ihtişamı, bu kadar sıradan yapay bahçelerle karşılaştırıldığında tam bir çelişki oluşturuyor.”

Yürüyüş notları, doğanın doğallığını anlamaya yönelik çabalarını ve gözlemlerini gösterir. Doğada kaybolarak öğrenir, öğrendikçe meraklanır ve bu merak onu daha dikkatli bir gözlemci olmaya yönlendirir.

Muir, doğaya saygı ve hayranlık duygularıyla yaklaşarak yeni keşifler yapar: “Görmeyi beklediğim muhteşem bir otla tanıştım. Parlaktı, zarifti, büyük bir güzellik içindeydi ve yavaş akan nehir kıyılarında yaşıyor gibi görünüyordu.”

Doğa ve Yaşamın Anlamı

Muir, doğanın yalnızca insan için değil, her canlı için bir yaşam kaynağı olduğunu vurgular. Doğanın gerçek güzelliğini keşfederken, insanın bencilce davranışlarını sorgular: “Doğanın ıssızlığı içinde, vahşi hayvanlar ile insanlar arasında bir çatışma çıkarsa, ayılara daha yakın olmayı tercih ederim.”

Yürüyüş kitabında, doğanın bir parçası hâline gelme isteğini dile getirir. Bu notlar, yazarın yaban hayata ve doğaya olan saygısını ve botanik merakını dile getirirken, tarih boyunca doğa ile insanın ilişkisini de yansıtır.

Bugün insanın her şeyi kontrol edebileceği yanılgısı içinde kaybolmuşken, Muir’in doğaya dair paylaşımları ve eserleri, derin bir düşünme alanı sunmaktadır. Öneririz ki, Yürüyüş ve diğer eserleri dikkate alınmalı ve özümsemelidir.

“`

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir